Perşembe, Şubat 28, 2008

lula's farewell song to herself


kunta kinte

kunta kinte isimli bir kedi vardı eskiden oturduğumuz apartmanda. yonca apartmanı. kediyi yavrularından ayırmak isteyen sersem de bir komşumuz vardı. ben de onu yavrularıyla buluşturuyordum öğleden sonraları. okuldan gelince. büyüyünce kamyon şoförü olmak istiyordum ve öğleden sonraları kunta kinte isimli simsiyah kediyi yavrularına götürüyordum.
büyüdüm. ne kamyon şoförü olabildim ne de kunta kinte'yi bir daha gördüm..

Pazartesi, Şubat 25, 2008

cumartesi

- ne hissettin?
- ruhumun vakumlandığını hissettim, galiba..

Perşembe, Şubat 21, 2008

duygu

"begonviller büyüsün yüzünde."

yuck fou

bunları kime yazdığımı bilmez oldum. eskiden biliyordum oysa. bildiğimi sanıyordum ya da. belki de, bir diğer ihtimal, bilmesem bile bu beni rahatsız etmiyordu. şimdi, ali, veli, kimliği belirsiz diğerleri, herhangi biri işte, bana, bu cümlelerin sahibi sen misin, dese, ben hiçbir şeyin sahibi değilim, diyebilirim en çok. düzenli olarak yalnızlıyorum ve elimde sadece bu ucubik sayfa var. en çok virgülü kullanıyorum noktalama işretlerinden ve sevdiğim adamın balıkçı olmaya hiç niyeti yok.

Salı, Şubat 12, 2008

Perşembe, Şubat 07, 2008

kova

"ah kuzum ahh, diyorum ya hepimiz aynı kuyudayız diye. ama o kuyuda kova var, biner çıkarsın istersen yukarı."

Çarşamba, Şubat 06, 2008

...


refleks

dün gülin'le otururken, o bana sevgilisinden, sevgilisinin şaşkın hallerinden bahsederken şöyle bir şey farkettim; gülerken, kahkaha mı demeli bilemedim, yeniden başımı arkaya atar olmuşum ben. hangi ara kaybettiğimi bilemediğim gibi, hangi arada tekrar kazandığımı da anlayamadığım bir saçma alışkanlık işte, kahkaha atarken başı arkaya atmak. refleks olabilir mi acaba?

Pazartesi, Şubat 04, 2008

penguen

"lula, beni şaşırtıyorsun.." diyor arada, bir işi geciktirdiğimi düşündüğünde..
ona, "bir penguen gelişir, şaşırır, ölür", demek istiyorum, ama anlamayacağını düşünerek vazgeçiyorum.

Cuma, Şubat 01, 2008

gri hırka

içimde bir sıkıntı, patron beni odasına çağırıyor. "ne olacak bu haller?" diyor. bunu demeden evvel yanıma oturuyor, kolunu omzuma atacak diye tedirgin oluyorum. ayağa kalkıyorum. üzerimde gri bir hırka var. "nasıl, ne olacak?" diyorum. "senden beklediğim performansı göstermiyorsun." diyor. içimden "blöfünü gördüm", diyorum. dışımdan "ben müsaadenizi isteyeyim, o halde" diyorum, işten ayrılacağımı kastederek. "sen bilirsin" diyor. o sırada başlıyorum işte ağlamaya. deliler gibi ağlıyorum. "sizin elinizden geçen metinleri gördüm, nasıl bakım istediklerini, beni kurtarın diye nasıl can çekiştiklerini.. hayır kalmam burada, sizin olsun hepsi.." diyorum ağlaya ağlaya, üzerimde gri hırka. asansöre yöneliyorum, gülin orada, bana sarılsın, "gitme", desin istiyorum. demiyor. ağlaya ağlaya eve geliyorum. annem "hazırlan, şeymalara gidiyoruz", diyor. istemiyorum ama sesimi çıkaramıyorum. ağlaya ağlaya hazırlanıyorum, kimse "nen var" demiyor. iki araba gidiyoruz şeymalara. şeyma'nın annesi ve babası bizi saray yavrusu bir evde ağırlamaya çalışıyor. "bilmemne bey de birazdan gelir", diyor. ben işkilleniyorum. şeyma'nın annesi beni o beyle tanıştırmak istiyor. içeri gidiyorum. ağlaya ağlaya. camdan bakıyorum, "berbat bir muhit burası" diyorum leylaya. berbat. aşağıda bir fahişe bağırıyor. etrafını yüzleri olmayan adamlar sarıyor. camı açıyorum, ağlıyorum. içeri dönüyorum. şeyma'nın annesi, eşiyle birlikte alkol tedavisi gördüğünü söylüyor anneme. "nasıl olur" diyorum, yine içimden. daha önce hiç başörtülü birinin alkolik olduğunu duymamıştım. şeyma'nın annesi o beyle beni tanıştırmak için yanıma geliyor. dışarı kaçıyorum. asansöre. asansörde gülin var. ikimiz aşağı iniyoruz. "patron seni bekliyor", diyor. asansör kata geliyor. gülin iniyor. ben inecekken aşağı inmeye devam ediyor asansör. gülin kolumdan çekiyor beni, üzerimde gri hırka. patronun arabasına binmek istemiyorum. aşağı iniyorum. aşağıda fahişeler, alkolik türbanlılar, herkes her yerde. ağlıyorum. hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. sonra uyandım. saat 3:42'ydi. burnum kanıyordu.
işe geldiğimde aynada kendime baktım, üzerimde gri hırka.