Çarşamba, Mayıs 26, 2010

hey you, die for me, now!

şimdi ben bir yerlerde müdür olmak için kpss'ye girmek zorundaydım. bu sebeple de bir bankaya yüklü miktar para yatırmalı, sonra bilindik bir okuldan şifre almalı sonra o şifreyle de münasip bir yerden internete girip form doldurmalıydım. ama bütün bunlar için toplam 2,5 saatim ve yorgun bacaklarım vardı. ben tabii parayı yatırdıktan sonra geri kalan işleri evden halletmeyi planlıyordum. herzamanki gibi planlarım kafamda patladı. şifre almak için okula gitme zorunluluğu varmış. taksiye bindim, acele beşiktaş lisesi, dedim. liseye de acele giden yeryüzündeki tek insan olduğumdan şöfor beni biraz tuhaf karşıladı ama görev verilmiş her insan gibi heyecanlanıp, merak etmeyin, dereden tepeden yetiştireceğim sizi, dedi. dediğini de yaptı, dereden tepeden ortaköy'e vardı. ama sonrası kilitti. yürüsem daha hızlı gideceğimden taksiden indim. eğer de müdür olamazsam bu kpss illetini bütün müdürlere yediririm diye iç geçirip okula vardım. kuyruk benim boyumu iki üç yüz kat aşmıştı. dereden tepeden sızıp müdüriyete geldim, ben, dedim, sadece şifre alacağım. mavi gömlekli bir görevli, beni takip edin, dedi. takip ettim. bir başka kuyruğa yöneldi, onları geçip elindeki anahtarla kapıyı açtı. ben de içeri girdim. ben tam şifre alacaktım, adam, dilerseniz kaydınızı da yapalım, dedi. işte hatam buydu. bir iyiliği kabul etmek. akşam eve geldim mail kutumda bir mail:
merhaba lula, bugün geç saate kadar kayıt aldım, çok yoruldum. orada da fazla birşey diyemedim. şimdi bir selam göndermek istedim. seninle yazışmak isterim. hoşça kal. adım bahattin.

Cuma, Mayıs 21, 2010

yolun sonu haydut ini

epeydir iş görüşmesine gitmiyordum. biraz gerildim önce. sonra bir baktım hep aynı şey oluyor. yaşınızı hiç göstermiyorsunuz, allahım ne de 'cool'sunuz, iş temposu sizi yormasın, biraz narin duruyorsunuz.. aşağı yukarı hep bu demeçler.. sonra görüşme bitince kendimi dar attığım sokakta hemen mutsuz olup telefona sarıldım. kimi arasam evde yoktu. bilmediğim sokaklarda hep çok tedirgin oluyorum. bütün işlerden tiksinebilir miyim dedim içimdeki polise, izin vermedi. her zaman olduğu gibi hiçbir şey olmamışçasına eve geldim, bir kahve yapıp müzik dinledim.. allahım ne de cool'dum, kendime gıpta ettim.