iki kişi sürünmek? her zaman o kadar da tercih edilesi olmayabilir. misal: surekli surette ayaga kalkmaya calisani bir digeri paçasından çekip çamurun içine çekiyorsa ne manası var birlikte sürünmenin? bu durumda denebilir ki, sevdiceginle sürünmekten daha evla ne ola ki? o vakit şunu akla getirmek lazım: sürüncemenin içinde çırpınırken ve dahi sevdicek çırpınışlar sırasında çekiştirirken hala sevdicek olarak kalabilir mi sen çamurun içinde boğulmaya yüz tutunca? bu sebeplerden ötürü; bir başına olmaktan bıkan kimse önce sefillikte kurtulmalı ve ayaga kalkip yürümeyi bilmelidir. iki başına sefilligin cekilir yanı yoktur. çorba oldu sanırım, bulamaç niyetine afiyetle kaşıklayın efendim.
yorumcu-okur neden sadece bekarlık üzerinde durmuş anlayamadım, koca gezmenin muhterem validesinin özlü deyişinde daha ziyade "tiyatrocular" sözcüğü dikkat çekmeli, yorum bağlamı bu noktada açılmalı, nihayet bekar bir kabzımal olmamıza bir itiraz yok, kanımca bekarlık burada sefaleti kuvvetlendiren bir vasıftır sadece, tüm tiyatrocu dernek ve kuruluşlarının muhalefeti pahasına, denilebilir ki bu yaşama yöneltilmiş köklü bir eleştiridir, bir solukta pek çok şeyi özetler.
dağılın gençler. anneme sordum: "ne demek istedin anne, birbirine girdi okurlarım?" diye. annem o cümleyi eden kendisi değilmişçesine "sefillik de bir yaşam biçimi" dedi. buradan bütün bekar tiyatroculara selam ediyorum.
bende pek güreş merakı yok, hele de buralarda, yol yorgunuyum, halim yok, ne var ki, tiyatro, türk dili, psikoz konusundaki saçmalıklarınızı yayma konusundaki hevesiniz inanılmaz. diğer yandan, ben sizi tanımam, hatta lula'yı da tanımam doğru dürüst, sizi öfkelendiren 6 numaralı ipucundaki varsayımınız olsa gerek. ne ki, benim öyle bir varsayımım da yok.. bazen herşey ne kadar da büyük bir yanlış anlama, onu idrak ediyoruz yine. hayatta başarılar, bol güneşler diliyorum. ben dağıldım zaten.
5 yorum:
belki evlilikle sersefil?
iki kişi sürünmek? her zaman o kadar da tercih edilesi olmayabilir. misal: surekli surette ayaga kalkmaya calisani bir digeri paçasından çekip çamurun içine çekiyorsa ne manası var birlikte sürünmenin? bu durumda denebilir ki, sevdiceginle sürünmekten daha evla ne ola ki? o vakit şunu akla getirmek lazım: sürüncemenin içinde çırpınırken ve dahi sevdicek çırpınışlar sırasında çekiştirirken hala sevdicek olarak kalabilir mi sen çamurun içinde boğulmaya yüz tutunca? bu sebeplerden ötürü; bir başına olmaktan bıkan kimse önce sefillikte kurtulmalı ve ayaga kalkip yürümeyi bilmelidir. iki başına sefilligin cekilir yanı yoktur. çorba oldu sanırım, bulamaç niyetine afiyetle kaşıklayın efendim.
yorumcu-okur neden sadece bekarlık üzerinde durmuş anlayamadım, koca gezmenin muhterem validesinin özlü deyişinde daha ziyade "tiyatrocular" sözcüğü dikkat çekmeli, yorum bağlamı bu noktada açılmalı, nihayet bekar bir kabzımal olmamıza bir itiraz yok, kanımca bekarlık burada sefaleti kuvvetlendiren bir vasıftır sadece, tüm tiyatrocu dernek ve kuruluşlarının muhalefeti pahasına, denilebilir ki bu yaşama yöneltilmiş köklü bir eleştiridir, bir solukta pek çok şeyi özetler.
geneva-ankara hattı, 1. mevki
dağılın gençler. anneme sordum: "ne demek istedin anne, birbirine girdi okurlarım?" diye. annem o cümleyi eden kendisi değilmişçesine "sefillik de bir yaşam biçimi" dedi. buradan bütün bekar tiyatroculara selam ediyorum.
bende pek güreş merakı yok, hele de buralarda, yol yorgunuyum, halim yok, ne var ki, tiyatro, türk dili, psikoz konusundaki saçmalıklarınızı yayma konusundaki hevesiniz inanılmaz. diğer yandan, ben sizi tanımam, hatta lula'yı da tanımam doğru dürüst, sizi öfkelendiren 6 numaralı ipucundaki varsayımınız olsa gerek. ne ki, benim öyle bir varsayımım da yok.. bazen herşey ne kadar da büyük bir yanlış anlama, onu idrak ediyoruz yine. hayatta başarılar, bol güneşler diliyorum. ben dağıldım zaten.
Yorum Gönder