askerliğine ufak bir mola vermişti. aylardan sanırım kasımdı. değildiyse de yakındı. kamyonda bir kahvecide buluştuk. jilet gibiydi. lacivert hep çok yakışır ona. ne kadar oturduk kestiremiyorum şimdi. sonra ben, nihayet, kahve kaşığının ne kadar güzel olduğunu fark ettim. şahaneydi. lacivert sevgilim ayağa kalktı, o küçücük kahve dükkanına girdi. gıcır bir kahve kaşığıyla çıktı. o gün bugündür cüzdanımda. şans kaşığı.
4 yorum:
kısaca jiletbey diyebilir miyiz?
=) aklıma çok alakasız olacak ama pretty woman'dan bir replik geldi. orada riçırd giır esas kadınımız culya rabırts'a adın ne diye soruyordu, o da, ne dersen o olur diye cevap veriyordu. şimdi sen jiletbey diyebilir miyiz diyince aklıma geldi.. işte böyle saçma sapan çalışıyor benim beynim.. sıçrayan beyin teorisine daha sonra değineceğim..
telesekreterine mesaj bıraktım şimdi. benim de aklıma Teoman'ın şu kuplesi geldi:"teleksekretere konuşamayanlardanım..." nasıl, çok şaşırtıcı di mi:)
o telesekreter kaydı ölümsüzleşti. =) bilgine..
Yorum Gönder