Cuma, Haziran 10, 2005

annemin dublorlugu benim dilemmam

kendimi selcuk erdem'in penguenleri gibi saf salak hissettim birden.. nasil da bir halt anlamiyormusum online gunluk isinden.. ama hala umudum var.. evet kimsesizim ama umudum var.. uc ev gorsem meksika geliyor aklima, evet.. ve hicbir seye inanmiyorum asktan ve umuttan baska.. ve evet; turgut uyar yazmasaydi ben yazardim o siiri.. neyse..

dun kardesimi derse goturme gorevi bana dustu.. annem cok yogun bu ara.. babam da galiba.. neyse.. onu beklerken kitaba dalmisim.. dublorun dilemmasi .. ciktigini farketmemisim.. donus yolunda sevgili kardesim akmerkeze gitmek istedi, bense cok yorgundum, kitabin en canalıcı yeriydi, ocakta yemek falan olmaliydi.. bu cocuk niye hic laftan anlamiyordu.. taksici yardimci olmaya calistigini saniyordu sanirim; kardesime "anneni uzme ama.." dedi, babacan bir tavirla.. oysa beni onun uzdugunden daha cok uzdu bilmeden.. ama sinirlenmedim, kontrol ettim kendimi.. raftaki plaklarimi olduklari sirayla sayabiliyor muyum diye kendimi test ettim.. tamam abarttim.. bu kadar buyuk bir suskunluk olmadi.. ama anlamadigim bu sofor bey nasil oldu da beni onun annesi sanabildi.. "13 yasinda dogurmus olmam mumkun mu bu zuppeyi?" diyemedim.. eve gelmistik..

belki rastlar bir sekilde bu sayfaya diye soruyorum: "bayim mumkun mu?"

Hiç yorum yok: