Cuma, Şubat 01, 2008

gri hırka

içimde bir sıkıntı, patron beni odasına çağırıyor. "ne olacak bu haller?" diyor. bunu demeden evvel yanıma oturuyor, kolunu omzuma atacak diye tedirgin oluyorum. ayağa kalkıyorum. üzerimde gri bir hırka var. "nasıl, ne olacak?" diyorum. "senden beklediğim performansı göstermiyorsun." diyor. içimden "blöfünü gördüm", diyorum. dışımdan "ben müsaadenizi isteyeyim, o halde" diyorum, işten ayrılacağımı kastederek. "sen bilirsin" diyor. o sırada başlıyorum işte ağlamaya. deliler gibi ağlıyorum. "sizin elinizden geçen metinleri gördüm, nasıl bakım istediklerini, beni kurtarın diye nasıl can çekiştiklerini.. hayır kalmam burada, sizin olsun hepsi.." diyorum ağlaya ağlaya, üzerimde gri hırka. asansöre yöneliyorum, gülin orada, bana sarılsın, "gitme", desin istiyorum. demiyor. ağlaya ağlaya eve geliyorum. annem "hazırlan, şeymalara gidiyoruz", diyor. istemiyorum ama sesimi çıkaramıyorum. ağlaya ağlaya hazırlanıyorum, kimse "nen var" demiyor. iki araba gidiyoruz şeymalara. şeyma'nın annesi ve babası bizi saray yavrusu bir evde ağırlamaya çalışıyor. "bilmemne bey de birazdan gelir", diyor. ben işkilleniyorum. şeyma'nın annesi beni o beyle tanıştırmak istiyor. içeri gidiyorum. ağlaya ağlaya. camdan bakıyorum, "berbat bir muhit burası" diyorum leylaya. berbat. aşağıda bir fahişe bağırıyor. etrafını yüzleri olmayan adamlar sarıyor. camı açıyorum, ağlıyorum. içeri dönüyorum. şeyma'nın annesi, eşiyle birlikte alkol tedavisi gördüğünü söylüyor anneme. "nasıl olur" diyorum, yine içimden. daha önce hiç başörtülü birinin alkolik olduğunu duymamıştım. şeyma'nın annesi o beyle beni tanıştırmak için yanıma geliyor. dışarı kaçıyorum. asansöre. asansörde gülin var. ikimiz aşağı iniyoruz. "patron seni bekliyor", diyor. asansör kata geliyor. gülin iniyor. ben inecekken aşağı inmeye devam ediyor asansör. gülin kolumdan çekiyor beni, üzerimde gri hırka. patronun arabasına binmek istemiyorum. aşağı iniyorum. aşağıda fahişeler, alkolik türbanlılar, herkes her yerde. ağlıyorum. hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. sonra uyandım. saat 3:42'ydi. burnum kanıyordu.
işe geldiğimde aynada kendime baktım, üzerimde gri hırka.

Hiç yorum yok: