Çarşamba, Mayıs 03, 2006

lula: sevimsiz hayalet

günlerden çarşamba. benim en sevdiğim gündü çarşambalar eskiden. sonra noldu bilmiyorum. bir şeyler oldu ve ben çalışmaya başladım. çarşambalar da salılara benzedi. aman neyse. bunları anlatmayacağım. bizim evde boya başladı. evet, amin dedim odam ayağa kalktı. sabah da odamda uyuyamadığım için sekizde uyandım. evden yaka paça çıktığımda aradım şefi, şimdi çıktım evden habere burdan gideyim mi, gazeteye gelmeden dedim. olur dedi. seviyorum şefimi. ritz carlton'a gittim. epey ciddi bir toplantıda buldum kendimi. koyu renk takım elbiseler içindeki yaşlı adamlar radiohead'in paranoid android klibini andırıyordu. ben de içlerinde britney spears gibiydim maalesef. zıpır bir kot elbise üzerimde.. daha kötüsü de elim yetişmedi diye fermuarını tam çekememiştim. evet sırtı dekolteli bir kot elbiseyle ben isim almaya falan çalıştım kendimin farkına varana dek. aslına bakarsanız hep annemin suçu. boya başlattığı için bir, ikinci olarak da sabah benle tartışıp fermuarımı unutturduğu için.. bir anne sabahları kızıyla tartışmamalı bence. daha geçen gün kargayla konuşurken annemle iyi olduğumu söylüyordum. e böyle nazar değer. ve bu arada durum aydınlığa kavuştu. gazetede herkes "dün akşam seni haberlerde gördüm" diyordu ya, en nihayetinde servisteki nur olayı aydınlığa kavuşturdu. eski bir çekim o sanırım dedi, yaz gibiymiş. a tamam o zaman dedim. özdenin mezuniyeti işte. nasıl oldu da tahmin edemedim. komik olan yazın da izleyememiştim, şimdi de izleyemedim. neyse önemi yok. bugün de gazeteye çıkmışım yine. arka planda bir fotoğrafta. elif aradı öğlen, o görmüş.. her yerdesin dedi bana. ne yapmam gerek bilemedim. şef beni sakındıkça (geçen gazetede çıktım diye söylenmişti) ben televizyonda gazetede daha çok görünüyorum.. sakınan göze batan çöp işte..
bu arada teyzem bosnaya götürecekmiş hafta sonu beni. hadi bakalım.
kart atmamı isteyenler adreslerini bırakabilirler..

Hiç yorum yok: