Cuma, Mart 21, 2008

son ütücü

birden çok şey vardı. sadece kafamda değil elbette, masamda da. bütün bunlar halledilmeliydi. bense giderek kaybediyordum sahip olduğum heyecanı ve diğer şeyleri.. belirsizlik içimi kemiriyor, ne bugünü ne yarını ne de daha sonrayı düşleyebiliyordum. ne düşünürsem düşüneyim hep birden fazla yerde çuvallıyordum. canım burnumdaydı kısaca. canım bir hayli burnumdaydı. bilgisarayım arızalıydı bir de. ve işte patronu arayıp çıkıyorum dedim, neden, dedi. bilgisarayım bozuk, dedim. kafamsa daha bozuktu ama bunu ona söylememem gerektiğini biliyordum çok şükür. iyi, peki, dedi. iyice, pekiyice çıktım. yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. beşiktaş'a dek. eve gitsem mi gitmesem mi bilemedim. o sırada telefon geldi, telefonlara ve çaylara bakması gereken kız arıyordu işten; birsen. lula hanım merhaba, yoksunuz yerinizde de merak ettim, dedi. çıktım birsen, patrona haber verdim ben, dedim. ha, tamam dedi. anlamış gibiydi. ama neden sonra anlamadığı ortaya çıktı. yarım saat kadar sonra, ben hala ne yapacağıma karar verememişken, muhasebeden ve diğer her şeyden sorumlu sena aradı. birsen dedi ki, patronla konuşmuş işten ayrılmışsın, lula, neden? allahım evet, evet.. evet sena ayrıldım.. bütün bunlar beni hasta etti. zaten hasta benliğim büsbütün delirdi. böyle zamanlarda diğer insanlar napıyor merak ettim. ben hiç tutarlı biri değildim. düzenli alışkanlıklarım yoktu. düzenli olarak deliriyor ama delirdiğim zamanlarda kendimi nereye atacağımı bir türlü bilemiyordum. daha akıllıca bir şey gelmedi aklıma. önce kumaşçıya gidip parça kumaş aldım, sonra da terziye gidip bu kumaşları napsak, dedim. güldü zafer bey. gel sen bir sakinleş, dedi. oturdum, bir parça sakinleştim. o bana birşeyler dikerken ben de ütü yaptım. uzun uzun ütüledim işte ne var ne yok.. sonra dışarı adım attım. kapalı telefonumu açtım. mesaj üstüne mesaj aldım. duygu aramış ve telesekretere müthiş bir mesaj bırakmış. onu dinledim. telesekreter uzmanı ilan ettim onu; o da beni son ütücü.. sonra eve geldim. her şeye yeniden bir el atayım dedim ki, içim geçmiş. uyandığımda her şey her yerdeydi.

Hiç yorum yok: