Pazartesi, Şubat 20, 2006

veneer

saçım uzuyor. cefadan uzayan tırnak değil miydi? yine tepe taklak oldum ben.. içim kuzey kutbu. dışım yok zaten. saçtan ibaretim gibi. oysa sabah "bugün güzel geçecek" gibi hissetmiştim. güneş vardı. tül ya da perde kullanmam ben. teşhircilikten değil. ışık da kullanmıyorum doğru dürüst zaten. hiçbir şey kullanmamak gibi bir eğilimim var. en çok kettle ve uzaktan kumanda kullanıyorum. onu da beceremiyorum dersem güleceksiniz diye çekiniyorum. ama öyle. seksen tane kumanda var. hepsinde samsung yazıyor. hepsi de gri. babam bir kaçına kurşun kalemle not düşmüş benim için. "ses sistemi" ya da "kaydedici" gibi. boşuna ama. zaten bir şey kaydettiğim falan da yok. perec'in uyuyan adam'ı gibiyim bu ara. hiçbir şey bana ilişsin istemiyorum. kendimi de bir şeye iliştirdiğim yok zaten. tekrarda josé gonzález dinliyorum. bir dönme dolabın aynı yerde durması gibi aklım. hep aynı yerde duraklıyor. sonra başa sarıyor. saklandığı yerden ağır aksak çıkıyor kaybettiğim şeyler. çıksınlar istemiyorum aslında. komik bir film açıyor kardeşim. gülmem gereken yerde hafif bir uyarı olsun istiyorum. o komedi dizilerindeki gibi. bana nerde güleceğimi hatırlatacak cinsten. gülmeyi unutmak istemiyorum. ama hatırlamak unutkanlara mahsus bir şey. saçım uzadıkça kısalıyor aklım, biliyorum. ama cesaret edemiyorum yine kesmeye. her kesişimde ferahlayacağımı sanıp daraldığım geliyor aklıma. ara vermek istiyorum. nerde kaldığımı bilmemek istiyorum. yıllar sonra doğduğu kasabaya dönen film yıldızları gibi olmak istiyorum. etrafta toz bulutları uçuşsun, çocukluğumdan geriye hiçbir şey kalmasın.. tek tük sallanan salıncaklar.. uçuşan tüller. çocukluğum zihnime gömülsün. ben bile açamayayım onu. çünkü ben her şeyden çok kendine zarar veren biriyim. çocukluğumu kendimden korumalıyım. hatırlarken bile bozabilirim. parçalayıp birleştirmeyebilirim. yarım bıraktığım her şey gibi onu da ortadan ikiye ayırıp, katladığım yerden yırtabilirim. yapıştırıcısı olmayan biriyim. olduğunda da kullanamayan.. acınası yazdığım her yazıda saçımı başımı yolma isteği duyuyorum. şimdiki gibi. acınmamak istiyorum ama elimde olmuyor galiba. herkeslerden önce ben kendime acıyorum. annemle babamla konuşmuyorum. 3 gün oldu sanırım. kimseyle konuştuğum yok işin aslı. buna rağmen, konuşmamama rağmen, yoruluyorum. bedenen.. ne tuhaf, diyorum. odamdan çıkmıyorum, hm hmm, ı ıh, belki.. den başka bir şey konuşmuyorum ama nasıl oluyorsa deli gibi yoruluyorum. uyumak geçiyor aklımdan sürekli. geçmediğinde de uyuyor oluyorum zaten. paragraf başı olacak bir şeyim olmaması da canımı sıkıyor. yoksa biliyorum nerde kullanılacağını. ama kötü bir şaka gibi hayatım. hiç boşluksuz bir sıkıntı. reklam arası istiyorum. o rengarenk topların yokuş aşağı yuvarlandığı.. evet o reklamdan istiyorum hayatıma. hem de hemen..
.
boşluğa bırakmak istiyorum kendimi.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

nası da tezatız senle bi bilsen? benim hayatımda sendekiler olsa yakar yıkar, yıkar geçerim eminim. ya benimkilerden olsa sende bir tutam? hıı hııı?

ao
200602201310

Adsız dedi ki...

kendimi dinler gibi oluyorum çoğunlukla seni okuyunca. insan insana, hayatlar hayatlara, dertler dertlere benzer diyorum. gülümsicek oluyorum, izin vermiyo bişeyler. ben yazı bekliyorum lulacım. yazın her şey daha güzel. iyi hissetmek daha kolay. "iyi hissetmek" tanımına indirgedim beklentilerimi çok zamandır. yaz gelir yine kandırır beni, hayat güzelmiş gibi yapar. kış gelir anlarım yine oyuna geldiğimi. olsun. yaz gelsin. kandıralım kendimizi, aynamızı, herkesi..

lula dedi ki...

içim hep kış benim, yaz falan da çıkmıyor bahtıma. ama geçmesini beklemekten başka bir şey gelmiyor elimden. bu sürde de hep daha çok sıkılmak, dahaz az konuşmak, hep bir öncekinden daha koyu içmek zorunda kalıyorum çayımı..

Adsız dedi ki...

lula lula lula.. bikaç sene geriden takiptesin beni. gelecekten gelen ses gibi bildirmek isterdim herşey çok güzel olcak diye ama onu da beceremiyorum. benim zaten gelecekle işim yok ki, ben geçmişimi özlüyorum daima. ne kadar karanlık ve ağlaktıysa da, bugünüm her anını aratıyo geçmişimin. bugün geçmiş olunca onu da arıcam. böylece geçip giderken zamanda, yazdan da medet ummazsam kimden umucam? =( periler, masal prensleri, denizler altında ülkeler.. evet onlar da var hala. pek büyümüyo bizim gibiler..

Adsız dedi ki...

O kadar çok "VAR" var ki hayatımızda, koşulsuz müşteri memnuniyetine sebep olacak...
Ama haklıyız belki de dertlenmeye.. Gözümüz görmediği için...İçinde bulunduğumuz rahatlığı göremiyoruz,dışarımı çıkmak lazım ne... Elle tutulur olması gerekiyorsa eğer örneğin - düşünüyorum bir örnek vermek için - klavyeyi kullanabildiğin için mutlu oldun mu hiç? lula... Ellerin olduğu için.. Ne kadar uzak oysa değil mi kaybetmek parmaklarımızı? Gel bunu bir de yakından yaşamışlara sor bakalım...
Yazdığın yazıları, neden güzellikler üzerine değil de, hayalkırıklığı üzerine yazar oldun hep?
Güneşin parlamasının seni mutlu etmesi için sebep aramaya gerek var mı lula?.. Güneş gözünü alıyorsa şükür etmelisin.. Çok insanın gözünü alamıyor güneş..
Kumandalara renkli yıldızlar koy mesela... O da ayrı bir dünya olsun kendi içinde... Ne de olsa uydusu da var halihazırda... :)
Şimdi içinden geldiği gibi küfür et bana... Sonra gülümse...
Brunch bile hazırlarım sana, yanında limitsiz kahkaha...
Seni tanımayanlara buradan çok karamsarmış hissi veriyorsun lula... Kendini doğru anlatana kadar seni protesto ediyorum...

En protestocu halimle
Hale

lula dedi ki...

unuttuğun bir şey var hale;
beni tanıyanlara çok iyimserim belki de..

silenzio dedi ki...

jose gonzales'in diğer şarkıları da var bende, şaka gibi, adam harika..

ayrıca harika yazı ama yorumlar olmamış..

lula dedi ki...

diğer? her hangi bir şarkının bahsinin geçtiğini sanmıyorum yazıda. zira albümü kastetmiştim. tekrarda dinliyorum derken.. neyse..

silenzio dedi ki...

-da senin yazın için değil jose içindi :-)

bende on tane şarkısı falan var amcanın onu diyorum..

lula dedi ki...

anlamıyorum galiba. josé gonzález'in albümü ve heartbeats single'ı var bende. hayır hava atıyormuşum gibi tınlasın istemiyorum. hangi başka şarkılar bilemedim, o yüzden. ve "yazı olmuş, yorumlar olmamış".. onu da anlamıyorum. ama algım kapalı bu ara benim.. yani benden kaynaklıdır muhtemelen.