Çarşamba, Mart 29, 2006

bloody saturday için son söz

beni sevmeyenler olacak elbette. sevmediklerim de. ama düşünmemek istiyorum bunu. mümkünse düşünmek için gerekli olan uzvumu süresiz izne yollamak, aklını başına devşirene kadar dönmemesini sağlamak istiyorum. cumartesiler uzamayacaksa pazartesiler, salılar hatta perşembeler bile kısalsın istiyorum. isteklerimi dilek şikayet kutusuna değil de mektupla cumhurbaşkanlığına yollamak istiyorum. veto edeceğini bilsem bile.. politika yok. yapamam zaten. bugün güzel bir gün olabilirdi. dün gibi. ama olmadı. dün ayşegülle habere gittik beraber. şef beni seviyor. belli de ediyor. üzüleceğim diye korkuyor sanırım. sevgisi ordan. nevrotik buluyor belki de beni herkes gibi .. mühim değil. nergis (takma adı bu onun) de sevmiyor beni. 1 okur da. m. de.. ama en çok ben sevmiyorum kendimi. kendime sunacağım bir sürprizim olmadığı için galiba. bugün erken çıktım. sahaflara uğradım. alacağım birkaç kitap vardı. onura rastladım. insanların gözleri parlıyor gazetede olduğumu söylediğimde. hele bir de haberim çıktı deyince, cidden önemliyim sanıyorlar. oysa gazetede bana sosyete diyorlar. pek önemli bir duruşum yokmuş gibi. iyi yazdığımı inkar etmiyorlarmış ama.. elit bir üslubum varmış, aristokrat.. her fırsatta eğleniyorlar benle. hele sevinç diye biri var. epeydir gazetedeymiş. işte o beni çok beğeniyormuş, imajmeykır diyor beni ne zaman görse.. seviyolar beni gibi. nergis hariç. bense umursamıyorum onu. neyse. hale nergisin beni kıskandığını iddia ediyor. 3 haberim çıktı, biri manşet. sayfa manşeti. bunun dışında şef bana ayşegülle bu kadar takılırsak çok sıkı dost olacağımızı ama iyi gazeteci olamayacağımızı söyledi. ama her fırsatta nasıl olduğumu sorarak. kötüyüm desem vazgeçecek, söylemeyecek. ağlama krizine falan girerim diye korkuyor sanırım. geçtiğimiz değil bir önceki cumartesi olanlardan sonra böyle oldu. ama anlatmak gelmiyor içimden pek. olduğumdan daha aciz, daha ağlak durmak istemiyorum. en ağlak, en depresif ben olabilirim ama yine de duymak istemiyorum bunu. denizkızı merak ederse anlatacağım zira diğerleri biliyor hadiseyi. bilen bilmeyene anlatmasın. bir anlatıcı yeter bu sayfaya. bir bile olamıyor çoğu zaman. "katılaşıyor.." eksik ve parçalanmış yanlarını hiçbir uhu yapıştırmıyor. böyle aniden ahmet altan kesiliyor. ucuz cümleler sarfediyor. şefkat beklediği için. hep bu yüzden. şimdi hatırladım denizkızı da biliyor "bloodysaturday"i. nasıl ağladığımı. nasıl teselli edildiğimi. neyse. burada kesiyorum. bıçak sırtıyım ben. bir bütünü en anlamsız yerde kesmeye yeltenen..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

ama ben bilmiyorum.. belki bilmesemde olurdur. belki sen anlatmazsan olmazdır.

Adsız dedi ki...

ne kadar kolay değil mi? o beni sevmiyor, bu da, şu da..

asıl sevselerdi o zaman sorun olurdu zaten, taşımak gerekirdi o sevgiyi. ama böyle inanırsa insan hiç sorun kalmaz. 24 yaşında bile hala 16'lık ergenlik sıkıntılarını sıralayabilir, bir yığın şeye sahipken hiçbir şeyi yokmuş gibi şikayet edebilir, kaçabilir, kendini kandırabilir.

sunacak bir şeyi kalmadığında özel hayatını ortaya dökebilir, kendinden yemeye başlayabilir.

ah lula! bana hesap bile soramıyorsun, "sana ne" bile diyemiyorsun. sırf yazmaya devam ettiğin için.

tutunacak başka şeyin mi yok?

lula dedi ki...

rica etsem gider misin?

gelene git, gidene gel demem aslında ben, ama yaralıyorsun beni, hiç tanımadığım halde seni.. bir yabancı bu kadar cüretkar olmamalı. en azından benim etrafımda..

seni tanımayı denese miydim bilmiyorum.. ama öyle değersiz hissettirdin ki, hem kendini hem beni..

ve haklısın 24 olduğuma inanmıyor insanlar. göstermiyorsun diyorlar. liseli stajyer zannediyorlar.. anlam veremiyordum ama haklı onlar da galiba.. içim dışıma yansıyor.. bu yaşa geldim hala morluklar var dizimde.. ilk fırsatta çarptığım için sağa sola.. dikkatsiz ve hatta sakar olduğumdan belki..

beni sevmediğin de gerçek. bütün diğerleri gibi.. bir yabancı ne kadar sevemezse bir diğerini.. ve şimdi rica etsem gider misin, alıp bütün öfkeni?.. sen yokken de başetmesi yeterince zor hayat..

Adsız dedi ki...

aman kızma ya.
takma da o kadar.
fikrini yazan biri pek de öldürülmemeli bence.
ben de bir okurum.
okudukça seni daha çok seven bir okur ama.
duygularını paylaşan birine, saygı duyamamak mümkün değil diye düşünmekteyim ben.
ah lula, bu da mı gerekti başına?

ao
200604042338