anadolu'nun bazı turistik bölgelerinde turistler için develer var. bunlara binsinler, dere tepe gezsinler diye. böyle atraksiyonlara pek prim vermem normalde, ama tam bu develerin yanından geçerken deve-ci eliyle gösterdiği devenin 43 diğerininse 24 yaşında olduğunu söyledi.. hiç yaşıtım bir deveyle karşılaşmamıştım. işin aslı daha önce pek deveyle karşılaşmış da sayılmazdım. hemen heyecanlandım. neyse; bu deveyi gözüme kestirip bizimkilere -ailem olurlar kendileri- "durun" komutu verdim. fotoğraf çekilmek istiyordum bu '81li 4 ayaklıyla. tam üstüne oturacaktım ki ayaklanmaya başladı . ama ailenizin cesur 'blogger'ı lu-başına geleceklerden habersiz-la pes etmedi. merdiveni kurdu deve-ci. "buyrun" dedi.biraz tedirgin ama yine de azimle basamakları çıkıyordum ki son basamakta hayvan kımıldamaya başladı tekrar. deve-ci ısrarla "bir şey olmaz, oturun" diyordu ki işte tam o anda rüzgarla beraber havalandı frikik verecek başka yer bulamamış ispanyol icadı eteğim. benim şaşkın nazarlarımdan gerekli mesajı alamayan deve-ci, ki fena halde ısrarkeşmiş kendisi, "oturun" diyordu. ben utanç içinde, deveye söz geçiremediğim için de hafif sinirli "siz de durun, deveyi tutun, böyle çekilelim" dedim. ama lüzumundan fazla esprili deve-ci "benim bu fotoğrafta çıkmam doğru olmaz, yaşıtınız değilim" diyerek beni dumur etti.. tabiî bu arada bizimkilerin -ailem olurlar daha önce değindiğim gibi- kulaklarından dumanlar çıkıyordu..
fotoğrafa gelince; deve havaya ben eteğime bakıyorum..
kıssadan hisse: hiçbir devenin imzalı fotoğrafı istenmezmiş..
fotoğrafa gelince; deve havaya ben eteğime bakıyorum..
kıssadan hisse: hiçbir devenin imzalı fotoğrafı istenmezmiş..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder