Çarşamba, Kasım 23, 2005

hıçkırık

"derin tutkulara düşmemek; buydu hayattan anladığımız.."
.
dişçiye erkenden gitmem gerek sanıyordum meğer öğleden sonraymış randevum. meğer bende unutkanlık başlamış.. dişçimden de taksicilerden de bahsetmek istemiyorum. kendimden de bahsetmemek istedim bir an.. mümkün mü? insan başkasından bahsederken bile, bahseden kendisi olduğu için kendini ele vermez mi? bilemiyorum. çok düşünmek baş ağrısı yapıyor bende. küçükken ben, babamın babaannesi de hayattayken henüz, saçımızı camdan dışarı atmamamızı tembihlerdi. o saç telleri bir serçenin ayağına takılırsa şayet, bunun bizde baş ağrısına sebep olacağını söylerdi.. o zaman da tıpkı bugünkü gibi "batıl" tınlardı bu söz. ama sanki şimdi başımı cidden camdan attığım teller ağrıtıyor.. öyle apansız, bir serçenin küfrü gibi.. ağlamak gibi oluyor. ben neden o canalıcı, sıkıcı ilkokul kitaplarındaki bayağı tasvirler gibi ağlayamıyorum? öyle "gözlerimden yaşlar boşaldı" gibi, hmm? öyle olmak istiyorum aslında.. hıçkıra hıçkıra ağlayayım.. oysa benim nöbetlerim uzun ve sancılı sürüyor. sessiz sessiz ağlıyorum. sanki gizlemem gerekiyormuş gibi.. utandığımdan değil, asla.. ağlamayı utanılacak bir şey olarak görmüyorum ben zaten. sadece kendi ağlayışımı, gülüşümü beğenmediğim gibi beğenmiyorum. ya da hep olmadığım gibi olmak istiyorum.. atölyede feride hoca vardı, hala var da artık atölye pek yok, işte o bir kez bana çok güzel ağladığımı söylemişti. tam da benim kendimi beğenmediğim sebepten.. ağlarken çirkin olanlardan değilmişim, öyle demişti. zarif ve kırılgan ağlıyormuşum.. ben tabii o sıra bunun iltifat mı yoksa teselli mi olduğunu düşünecek durumda değildim. canım fena halde sıkkındı.. yer ve zaman gözetmeksizin ağlayabilen biriyim ben.. iyi bir şey mi yoksa rezil mi oluyorum her defasında bilemiyorum.. bir kez de istiklal caddesini ağlayarak geçmek durumunda kalmıştım. tünelden metroya kadar.. hatta metroda da.. ne çaresizdim Allah'ım.. ve ne kadar budala..! şemsiyemi unutacak kadar buğulanmıştı aklım. arkamdan bir adam seslenmişti: "bayan..! bayan...!" diye.. öyle az geliyordu ki sesi, epey bağırtmıştım galiba farkında olmadan... "bayan, şemsiyenizi unuttunuz." demişti. bense, terminatör 2 deki linda hamilton gibi bakıyordum etrafa. onun akıl hastanesindeki hasta bakıcılara bakışı gibi.. durgun ve anlamaz.. 3 dakika sabit durduktan sonra teşekkür edebilmiştim.. o gün ben şemsiyemi değil de kendimi kaybetmeyi istedim, beceremedim elbette.. neyse..
.
hale "lula beni hatırlamadı mı?" dedi... lula seni hiç unutmadı; ama ifadesiz lula, çarpık lula, yürürken vitrine bakarken aksine dalan lula.. dayaklık mu bu lula, hmm? kızılcık sopasıyla vurulası mı avuçları? ama inan unutmadı, biliyorsun da bilmiyormuş gibi yapıyosun hale.. şimdi rolleri değiştik işte.. sopalıksın hale, en sopalık.. yine de doğdun diye mutluyum ne yalan söyleyeyim.. sen hep en deli olansın, en dolu ve de.. öpüyorum, öpüyorum öpüyorum.. her yanağından 8245'er kere.. nice seneler.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

nasıl da hayıflanıyorum sana Hale? hem ben senden bir gün büyüküm. beni atlıyor bu lula, hem de ne atlama? ıssız başımı alır giderim ben de, o bilmediğim yerlere.

ben de ağlicam, ağlicam işte...

a.
a.@istanbulbeyi.com
200511240235

lula dedi ki...

hıçkırık tutanı korkutmak gerekirmiş, ancak öyle kesilirmiş hıçkırık, annanem öyle der..

l.

Adsız dedi ki...

seni ağlarken hiç görmedim lula,ya bir gün ağlama hakkını kullanırsan karşımda...kırlangıçlar çok ağlar lula...karşılaşırlarsa bir gün bi martıyla...benim karşımda ağlama lula...

GULSUMHALE dedi ki...

Bak e.ağabey, lütfen kıskanma!! Seninki de gelecek sene kutlar sevgili arkadaşımız lula...
Sen benden sadece 1 gün mü büyüksün gerçekten? Yoksa yıllar+1 gün mü?
Hem sen ne iş yaparsın?
Başın neden ıssız ki?
Bilmediğin yere giderken yanına alacağın 3 şey ne olur? :O

Ha ha..
h.

Adsız dedi ki...

kıskanmıım de, bari adımı doru yaz! alt tarafı bi harf zati!!

Gelecek seneyi görürsek kutlar sevgili arkadaşımız lula da, kimbilir???

sadece 1 gün gerçekten. Yoksay yılları sadece 1 gün.

Sana cvp yazmaktan insan iş yapabilir mi ya? Bak millet çalışmak için yurtdışına kaçıyo, yoksa yandı. Bi de bennen dalga geçer gibi soruyon aşkol yani.

Başın ıssızlığı kellikle de olabiliyo bizim köyde, o yüzden öle dedim.

Bilmediğim yere giderken yanıma alacağın 3 bilmediğim şey olurdu elbette. ;o

Ha ha ha lee ee...

a.
a.@istanbulbeyi.com
200511242107

lula dedi ki...

biri sizi durdursun!

=)

seneye burda, sürpiz parti var, doğum günü olan herkese..
içecek ve yiyecekler benden..

bütün doğum günleri kutsal bu topraklarda.. elbette esra'nınki de..

bin bir vaatle
l.