Bu sabah, uyanır uyanmaz güne afili bir başlangıç olsun diye cardigans’ın a good horse’unu açtım son ses.
.
"i've been whinin' bout a fresh start
i found myself a good horse"
.
dedikten sonra "hey!" diyor ya; işte böyle bir başlangıçla günün sonuna dek "hey"leyeceğim, içim içime sığmayacak, hatta horon tepecek, ben de yerimde duramayacağım sanıyordum. yanılmışım. günün geri kalanında, ki yaklaşık 10 saat, "heyheylerim üstümdeydi". yanlış heyheylenmişim. shrekte yanlış iksir içtiğini sanan dev gibi hissettim kendimi. yanlız ve sevgisiz. eşeğim bile yoktu. yürüyüşe çıktım, döndüm. uzandım, kalktım. kitap okudum, kitabı kapattım, kendime bir sandviç yaptım. annem evde yoktu ama sesi yine de bir yerlerden yankılanıp "dolapta yemek var, üşenme ısıt, sandviçle geçiştirme" demeyi başardı. dinlemedim. çay yaptım, içtim. sonra biraz daha, biraz daha.. belki bu sıkıntım tetikler de resim yaparım dedim, ı ıh, yapmadım. yapılmış resimlere baktım. annemin kim bilir hangi deliğe tıktığı resimlerimi aradım. bulamadım. bulsam çakacaktım. tekrar uzandım. kardeşim bir woody allen filmi açtı. biraz biraz, sonuna doğru hepten neşelendim. "yeşil giyeyim" diye geçirdim içimden. yarınki açılışta. sonra kumbaramı açtım, döktüm, saydım içinden çıkan paraları. çok bir şey yokmuş. olanı da tekrar içine koyup kapattım. içinde kaç para olduğu bilinen kumbaraların bu kadar sevimsiz durduğunu bilmiyordum. bir kaç bozukluk daha attım, ne kadar olduklarını bilmeden. "her sıkıntıya böyle kolay çözümler olsa keşke" diye düşündüm. misal birisi duymak istemediğimiz bir şey mi diyor, içimizden 20'ye kadar saysak gözlerimiz kapalı, geçse; ya da kettle mı bozuk, çalışmıyor mu, yine, gözümüzü kapatıp cezveye uzansak, sevimsiz olmasa artık soğuk sular... böyle şeyler işte.. günlük hayatı kurtarmak için gözlerimizi bir kaç dakikalığına yumsak; hmm?
3 yorum:
Lula...Derdime derman olsana...
henüz 24 senedir bu hayatta olmama rağmen 60 senedir yaşıyormuş gibi hissetmemi sağlayan herkese, özellikle başımda müdür olma pozisyonunu kazanmış insanlara ağzıma geleni saymak istiyorum...Yorgunluğumu bir yumruk atarak onlara çıkarabilirim...Ama sıkı bir yumruk,ağrıdan inletecek birşey...Yada onları kurbağaya çevirebilseydim keşke, böylelikle abuk sabuk konuşmaları zaten anlayamayacağım wraklara dönüşürdü en azından, ben de anlamazdım onları,helak olmazdım...
bak dün tam da senin bu dediğine ilişkin bir şey okudum sekizim. şöyle:
"hep en iyisi için umut taşıyan dünyadan yaş alır. hep en kötüsü için hazır olan, çabucak çöker." kierkegaard
yani canım benim, bütün vidalarını sök bugün. öyle bak bir de dünyaya.. bakalım işe yarıyor mu?
lu-güzin abla-la
Gözlerimizi kapadığımızda dünya yok olmuyor değil mi? Ah evet evet, bunu bir yerlerden hatırlıyorum! Hemen öncesinde Erkengöçergillerden Kirkor Amca "Ne yaparsan yap, Bay Pişmanlık'a merhaba dersin." buyurmuş olup, pek tabii, zaman kavramının tam olarak neresinde bulunduğumuz da tespit edilebilmiştir başka bir koordinatta. Evet, ben karamsarım ve yanıtların hepsi elimde sayın dünyalılar! Ama, gerçekten, soru neydi?
Bu bilinmezin arayışı içinde ömür tüketen siz değerli maceraperestlerimize Joo Janta marka Tehlike-hassasiyetli Güneş Gözlükleri firmamızın hediyesidir. Tehlike anında etrafınızı zifiri karanlığa gömen gözlüklerinizle konforun tadını doyasıya yaşayacaksınız. Bunun salakça bir dehanın ürünü olduğundan dem vuranlar bile içten içe size olan hayranlıklarını gizleyemecektir ki herkesin bildiği gibi gidişinize kızlar, duruşunuza yollar hastadır. Ne diyorduk? Evet, Ben karamsarım!
Yorum Gönder