Çarşamba, Kasım 02, 2005

patikler kimin icadı?

dün fatmayla bayram öncesi son bir iftar yapalım dedik. özden de gelecekti. bu sefer aradım hacı abdullah'ı, yer ayırttım. çok medeniydim. ama yine de evden vaktinde çıkmayı beceremedim. anneme not bıraktım: "iftara gidiyorum, gelince görüşürüz." ve evet her zamanki gibi koştur koştur çıktım evden; dört nala. bir buluşmaya da vaktinden 3 saat evvel çıkabilecek miyim acaba? şöyle sakin sakin, aynalara baka baka.. durakta taksi yokmuş, caddeye yürüdüm. koşar adım yürümeye devam ettiğimi söylememe gerek yok; anladınız zaten. nihayet bir taksi durdurdum. ve bunun, taksi çevirmenin kesilikle kumar olduğunu düşündüm. "aşkta kazanırım umarım" dedim içimden. trafiği görüp "yan yoldan gidebilir miyiz" dedim. ooo, kime diyorum; "hep böyle burası, açılır açılır..." sakin olmak adına çantama yöneldim. uğraşacak bir şey var mı diye. aynadan bana bakıp: "okuldan mı?" dedi, "efendim?" dedim, "okuldan mı çıktınız?" dedi. "yoo" diyerek sözü uzatmamak istedim. başka şeyler de istiyordum.. mesela yapay zekalı taksi şoförleri, mesela sadece soru sorulunca cevap veren taksi şoförleri, mesela belki de bayan taksi şoförleri -hiç değilse takside göz kalemi sürmek gibi bir avantajı olabilirdi-... ama istediklerime sahip olmam istemediklerim karşısındaki duruşumla şekillenecekti. bu sebeple hep belirsiz bir gelecekte asılı kaldılar -yani sanıyorum-. en son ters bir yola soktum taksiyi, giriş var sanıyordum, yanılmışım. kocaman bir cip önümüze çıkınca ben en ana okulu sesimle: "burda inebilirim." dedim. indim de, arkama da bakmadım. geri mi gitti, yol mu istedi haberim yok. metroya doğru acele ve acımasız adımlar atıyordum. ve pek tabii metro yolunda 8 beygir gücünde olan ben, hızlı hızlı jeton aldım, onu attım, turnikeleri geçtim, trene bindim. iyi ki bindim, daha fazlasına nefesim kalmamıştı. bir gittim ki taksime, henüz kimse yok. dolandım dolandım, taksiciyi düşündüm, sonra bana ne dedim, düşünecek hiçbir şeyim yok mu dedim, iftarda ne yesem dedim... sonra fatma, kuzeni, arkadaşı geldi. en son da özden. orda burda şurda oturmak suretiyle geceyi noktaladığımızda 3 şişe, 2 bardak, bir de genç bir kızı düşürmüştük yere. "nazarmış" öyle dedi özgü. ayrılırken de "yine görüşelim" dedi. çok pozitif biriymişim, hemen ısınıyomuş insan bana..
.
..
.
ben hep üşürüm ama..

2 yorum:

la luz dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
la luz dedi ki...

lulam arızaya uğrayan komentimi yeniliyorum;
dün akşama ben de bir şeyler ilave etmek istiyorum müsadenle lula; akşamın hatırına lulam bana bir tülbent hediye etti, ve hala çantamda, işe gelmişim onunla..lulam onu her takışımda bil ki; bizim için dua ediyor olucağım..
ve kızlar(f,ö,n) size de teşekkürler; güzel şeylere vesile olduğunuz için..