dün ablamla karşılaştım sanal bir mekanda. mark'ın çocukluk fotoğraflarını yolladı. buyrun siz de bakın. işte burda; kocaman gözleri ve kızıl saçlarıyla. çocukken masum olmak, büyük bir marketten çıkarken ele tutuşturulan upuzun fişler gibi.. istemeseniz de veriyorlar. küçüklük öyle bir şey demek ki.. büyüdükçe anlaşılıyor da, elle tutulamıyor. neyse işte. bütün çocukluklar güzeldir diyecektim, bütün çocukluklar fersah fersah neşedir, sevinçtir, yağmurdan, sokak köpeklerinden kurtarılan yavru kedilerdir. onların gri olanlarına "duman" ismini vermektir. eve geç gelince doğru yatağa koşmaktır, uyuyor numarası yapmaktır.. çocukluk denilen şey baştan uca puantiyedir. puan puan renktir. yeşildir, mavidir, pembedir. arkadaşım eşektir. okuma bayramıdır, bu bayram esnasında yalova'da çilek toplamaktır. katılamamaktır. çocukluk babanın kucağında uyuya kalmaktır, arabanın camından dışarı bakarken "anne ay neden bizimle geliyor?" diye sorabilmektir.. benim çocukluktan anladığım da nedir ki zaten; kendi çocukluğumu hatırlamaktan başka?
.
ı ıh. devam etmiyorum. etmeyeceğim.
3 yorum:
bu masumiyet cok fena, ve evet aynen dedikleri gibi su kaybeden dostlarin, ne oldugunu bildigin anda biten de bir sey... neyse gel seni bir opeyim canim kardesim, icimden geldi xxxxx
aslında kaç gündür arıyorum da bulamıyorum. bende masumiyet dosyası olacaktı, onu sana gönderecektim lula, kaç gündür yazmadığımın bir sebebi sebebi de bu.
birden fazla bilgisayar kullanmanın sorunundan çok, dağınıklığıma hayıflanıyorum.
bulcam hiç yolu yok, meillicem de...
a.
a.@istanbulbeyi.com
200511240254
"kaptan gitti,
hava bozdu,
tayfa şaşkın,
herkes sandallara!!"
l.
Yorum Gönder