Cumartesi, Nisan 29, 2006

domates kokusu

günlerden cumartesi. yağmur yağıyordu, taksiye bindim. atölyeye gittim. sepet gibiyim bu ara. kolajım falan yoktu. bir kendimi alıp gittim. ama fatmayı alıp döndüm. akmerkezde oturduk biraz. saçlarını çok beğeniyorum fatma'nın, bunu ona da söyledim. boyatayım mı dedi, karşı çıktım. haklısın dedi. sonra çay içerken; hayatımın, içeriği boş bir metin gibi sevimsiz durduğunu, okunmayacak kadar uzun, kısaltılamayacak kadar birbirinden bağımsız ayrıntılarla dolu olduğu konusunda bir vaaz vermenin eşiğinden döndüm. onun yerine yeşilin mora, morunsa tüm çocuklara yakıştığını düşündüm. fatma'nın hayattaki duruşunu sevdim. eşyalarla ilişkisini, siyahın üstünde duruşunu. yetişkinken çocuk gibi hareket eden ellerini. çıkışta yürüdüm eve. üşürsün öyle diye bağırdı yeni açılan pub'ın önünde dikilen çocuk. duymadım. yağmurun dinince bıraktığı kokuyu alabilsem keşke dedim içimden. kokuları seviyorum. beş duyumdan en sevdiğim o mu bilmiyorum ama ilk beşe gireceği kesin. domatesi kokladım akşam yemeğinde. uzun zamandır böyle kokan domates görmemiştim dedim. annem garip laflar ettiğimi söyledi. ciddiydim ben oysa. buram buram domates kokuyordu yeşil sapı. masadan kalkarken bir daha kokladım. annem şaşkın şaşkın baktı. çilek aldım dolaptan. kokmuyor, hormonlu mu bu? dedim. değilmiş. görmüyor muymuşum, ufak ufaklarmış..
mış mış mış..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

çilekler kokmuyor eskisi gibi. şans eseri dün buldum uzaklardan kokusu her yana yayılan bir tezgahta. ilginc olan hemen karşısında patates kıvamında çilekler satmakta olan insan parçası da leziz çilekler sattığını iddia ediyordu. içi geçiyor meyvelerin, domateslerde kokmuyor dediğin gibi. sonra acılı whopper, hormonlu çilek derken bizim de içimiz geçiyor. biliyor musun acıktığımı farkettim şimdi. bu gün, yeni bir ihtimal doğurmayacak anlaşılan, bir şeyler yemeye gidiyorum, mesela kokulu çilek ;-)

lula dedi ki...

ama kokmuyor demediydim ki.. deli gibi kokuyordu domates. işte bunu diyecektim. kiraz dedikleri cins çok güzel kokuyor, yaz gibi, güneşi muştular gibi, yanık tenlerin soyulmasın diye kremlenmesi gibi..