
[even though i know everything i need to know about you
you still hideaway]
elleri var onun, baktıkça başkalaşan. bir gölge oyunu gibi. geniş beyaz bir ev oluyor bazen, dans eden bir çocuk, bulutsuz bir gök, uzanmış yatan bir kedi.. güneş vuruyor bazı sabahlar eline. zaman duruyor gibi oluyor. sonra, gün içersinde elleri geliyor aklıma. ellerime bakıyorum. güneş vursun istiyorum ellerime. vursun; daha vursun, onu andırıncaya kadar.
ipodum manic street preachers hastası. devamlı manics seçiyor benim için.. ben de sayesinde ergenliğime geri döndüm. bağıra çağıra, "i wanna be your only possession" diyerek eşlik ediyorum. o dediğin ofiste nasıl oluyor diye soran olursa, hmm, olur mu? cevap vermiyorum... albay aradı az evvel. konuşmak istemediğim için o adamla sevinç'e açtırdım telefonu. lula çok önemli bir toplantıda dedi sevinç. sevgililer günü için aramış. "sevgililer gününüz kutlu olsun hepinizin" demiş. güldüm ben niyeyse. kart zampara diyeceğim ayıp olacak. yok onun dediği gibi "türbe falan gezse ya bu adam" diyeceğim yine olmayacak... güldüm ben işte.. sevinç pek gülmedi, lafı yarım kalmış, eşinin sevgililer gününü kutla, diye azarlayacakmış albayı aslında, ama telefon kapanmış. içimden olmaması için dua etsem de, sevinç'e, üzülme bir dahaki sefere kızarsın artık, dedim..
yazacak çok şey var. devamlı birikiyorlar. ablam evlendi misal. bunu anlatmam gerek. başka şeyler de anlatmam gerek. gerekliliğin olmadığını da anlatmalıyım mesela. -meli, -malı da yok. ne var peki? fonda homesick var. içerde topladığım mutfak var. setin üzerinde annemin o çok sevdiği şebboylardan var. masanın üzerinde afrika papatyaları.. çiçekleri seven annem var. şimdi babamla birlikte dışarı çıktılar. leyla var sonra. arada saçma sapan kızıp saçma sapan şımaran. ama şimdi hepsinden mühim ablam var. evlenip prag'a giden. bana oradan kart atacağına söz veren. sıcak bir yerlere gitseydiniz keşke.. tunus'a felan.. evet, sıcak bir yerler var. orada, burada, şurada. anıl var. deniz kızı. onun içten tavırları var. 12:12 var. aşk var. aşık olunca saçmalamak var. senkronize adımlar var. sigaradan kurtulmak için en yakın sağlık ocağına koşmak var. uyku var. rüya var. rüyada karın yağdığını görmek var. rüyalarda üşümek bile var. cihangir camii var. onun denize bakan ön cephesi var. ön cepheler var hep. figen var. figenin kedisi var. tıknaz ve sevimli. boynunda çıngırağı var. istediğinde girip istediğinde çıktığı bahçesi var. balkon var. balkonda kahvaltı etmek var. figenin çalışma odası var. sigara içilen. perdesiz. mutfağı var. kombisiz. kings of convenience var. repeat var. a song for someone who needs somewhere to long for homesick because i no longer know where home is..