Pazartesi, Eylül 12, 2005

lula mutfakta

sabah erken saatler..

mutfak tarihimizde, bugün yaptığım tiramisudan daha kötü bir şey yapılmadı sanıyorum.. pardon, ablamın bundan yaklaşık 15 sene evvel yaptığı papatya kurabiyesini es geçmeyelim. yiyenin dişi kırılıyordu. yemeyen de merakla kıvranıyordu.. her neyse, yiyince sakinleşecektik lakin, ağzımızda bir kaya ile soluğu çöpte almıştık.. tarih kendini tekrar edecek ya, ben vaktinde ablama güldüm ya, bana da aynısı olacak ya.. ve sayın seyirciler, ben, lu-kahvaltıda arkadaşlarını ağırlamaya niyet etmiş-la, kelimenin bütün anlamlarıyla tutuştum.. evet evet; yüzümde güller değil karanfiller açtı.. sabahın körüydü.. salon dağınık, tiramisu yerle yeksandı. ve ben alt tarafı bir kahvaltı için bunca anlamsızlaşmıştım. bir gece evvel halüsinasyon görmüş ama bunu ev halkına izâh edememiştim. sabahsa çalan saati ancak yarım saat sonra kapatabilmiş, "niye çalıyo bu diye?" düşünecek kadar kendimden geçmiştim. ve sonra olan oldu.. ben bulaştırdığım yüzseksen kap-kaşıkla mutfağın ortasında kalakaldım.. yaptığım tiramisu altına yerleştirdiğimiz 4 spatulaya rağmen bir arada durmayı beceremedi. benim hatamdı, biliyorum ama papatya kurbiyeyle o kadar dalga geçmemiştim yanlış hatırlamıyorsam.. kurtulur sanıyordum tiramisum.. olmadı ama.. sigara içiyor olsaydım, o kırgınlıkla bir tane yakardım sanıyorum. içmediğim için yakmadım. kaldığım yerden devam ettim işe. iş dediğim de normal insanların 15 dakikada bitirdiği türden şeyler.. ama bir kez çuvalladığım için şansımın yaver gitmeyeceğini anlayacak kadar hayat tecrübesine sahiptim çok şükür.. ve her şey beklediğim gibi oldu.. dolabın kapısını açmamla pirinç pilavı bulunan kaseyi yere dökmem bir oldu. onu temizlerken irili ufaklı bir kaç şey daha devirdim-döktüm-topladım-sildim-kaldırdım. anlatırken kısa sürmesinin aksine gercekleşmesi yarım saatler aldı bu eylemlerin..

öğlen..

benim tarif etmekten yorulduğum yolda defalarca kaybolan bu üç kişilik grup en son beykozda aldı soluğu.. anlamıyorum ki, nerede kayboluyorlar.. gerçi şimdi burada anlatacağım sapağı neden kaçırdığını ama fırça yemek istemem kendisinden.. vee nihayet geldiler... benim karnım sırtıma yapışmıştı ama sorun değil.. aşk insana neler yaptırıyor..? -burada gülümser misin hale?- çok çok çok sevdiğim bu üç silahşör masanın 4'te 1'ini ancak yediler.. dövemedim ama.. aşk nelere kâdir? -sen gülmezsen ben gülerim..-

akşam üstü..

dışarı çıktık.. dönüş yolunda yürüdüm.. pek çok yavru kedi gördüm.. şaşkınlığımı gizleyemedim, zira eskiden burada oturan ama şimdi ayrılan hasan adlı beyin gördüğü bütün kedileri kısırlaştırmak gibi bir hobisi vardı.. sokaktaki bütün kediler foka dönmüş, ayaklarını yerden kaldıramadıkları için sürünüyorlardı.. öyle şişmişlerdi.. bunun dışında bir de yavru kedi göremez olmuştuk ki bu da en az kedilerin yusyuvarlak olması kadar acıydı.. her neyse çok sevindim yavru kedi gördüğüme.. oturdum sevmeye başladım.. böyle de aklımı peynir ekmekle yerim bazen. elalemin kapısının önünde.. şaşkındım, belki ben göremeden şişerler diye doya doya seveyim istedim. doyamadan görevli geldi.. biraz dalga gecti biraz da "git başka yerde eğlen" bakışı fırlattı. kalktım kaldırımdan. arkamı döndüm.. eve doğru yol aldım.. when you're on your own, it's a long walk home..

daha da geç saatler..

zzzZZZ.. telefon. hale. "efendim?". "şimdi yol ikiye ayrılıyor nişantaşı için sağa harbiye için sola dönecekmişim.. nereye sapıcam?". ben de yine asılsız bir heyecan, bir "ne yapacağım, bu kız nasıl kayboldu yine?" endişesi.. "yaa hale ya, nereye gittin sen? dümdüz çık demedim mi ben sana?".. gülmeler.. daha çok gülmeler.. "eve şimdi girdim.. haber verim dedim.."

iyi yaptın hale, çok iyi yaptın.. ama bir dahaki sefere ben sana gelsem? tiramisu değilse bile yavru kedi getireceğime söz veriyorum..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

lula mutfakta..

yani şimdi siz sayın okurlar size diyorum siz inandınız mı bu kendini deşmekten hiç çekinmeyen lulanın söylediklerine.

bu sabah uykum bi türlü açılmıyordu. 09:48 olmuş hala tek gözümü zor açıyordum.

hemen başucumda duran acil eylem planına el attım. lula'nın bana verdiği mektubu çektim yanıma. okudum okudum.

sonra birden içime bi kurt düştü soluğu burda aldım.

ne çok şey yazmışsın. gözlerim artık kıpraşmıyo lula. uykum açıldı. yine seni okudukça okuyasım var.

Adsız dedi ki...

Kelebeğin telkari kanadı lula..

Bak akşam oldu. Yıldızlar ışıklarını yaktı. Yatmadan önce sana bi iyi geceler dilemek istedim. Daha uzun yazıcaktım. Her nedense kelimeler uçuşuyo tam ben yazıcakken. Bi türlü toplaşmıyorlar. şimdi zorla ikisini çekiyorum yanyana getiriyorum heh oldu galiba "iyi geceler".

lula dedi ki...

rica etsem anonim olmaktan kurtarır mısınız adlarınızı; hmm?

Adsız dedi ki...

ben deli oldum galiba. delilik kaç derece ateş yapar?

-little_princess-