hep beraber oturmuş, uzanmış, bağdaş kurmuş toy storyyi izliyoduk ki; ailemi mercek altına almak geçti aklımdan. sonra hemen vazgeçtim. bir tek babamı almaya karar verdim. onu da nasıl yapacağım meçhul. kendisine ilişkin ayrıntıları sıralayabilirim belki:
1. kahve sevmez, ne zaman "türk kahvesi ister misin baba?" desem yüzünü buruşturarak "sen bilirsin, yap istersen" der. hiç acımam, yaparım.
2. beklemeye tahammülü olmadığı için hep bekletir. bunca yıldan sonra hala daha bu duruma alışamamamız, tamamıyla bizim hatamız.
3. ne zaman sigarayı bırakma mevzusu olsa "bırakacak kadar çok içmiyorum" der ve konusu açılmışken mutfağa gider bir tane yakar. -bizim evde sadece mutfakta sigara içilir, sadece babam içer.-
4. türk sanat musikisine düşkün olmasına rağmen Saint Etienne'in former lover'ını dinler, sever.
5. yurtdışında italyan olduğu sanılır. yaşlandıkça çekiciliği artıyor sanırım. ve kendisi alyans takmaz ama düşünülenin aksine annem bunu problem etmez. ikna kabiliyeti dudak uçuklatır.
6. yardımseverdir, mübalağa sevmez (!). ben sanırım 15 yaşımdan büyük 17'imden küçüktüm. babam o sıra tenise merak salmıştı. -alyanssızdı o zamanlarda da- hocasının da 20 küsur yaşlarında anadolu'dan gelmiş, ders vererek geçinen bir genç çocuk olduğundan bahsediyordu. bir gün beni de derse götürdü. ben kendimi hazırlamıştım tabii, yağız bir delikanlı bekliyorum babamın verdiği tarife göre. adını şu an hatırlayamadığım bu orta boylu, bakımlı bronz genç, büyük bir amerikan arabasından inerek yanımıza geldiğinde ben, evet, mavi ekran vermiştim.
7. bazı sabahlar takımının içine kravat beğenemezken benden yardım ister. ben de hep kendi hediyemi tavsiye ederim. en güzel o olduğu için değil, en çok hep o yakışır.
8. güveç konusunda bir numaradır. ben yemem o ayrı.
9. şimdilik bu kadar.
ilkokul 3. sınıf ödevi gibi tınlayan bu yazımdan çıkarılması gereken derslerden biri babamı çok sevdiğimidir, diğeriyse size ev ödevidir. isim ve numara sağ üst köşeye yazılacak unutmayın.
1. kahve sevmez, ne zaman "türk kahvesi ister misin baba?" desem yüzünü buruşturarak "sen bilirsin, yap istersen" der. hiç acımam, yaparım.
2. beklemeye tahammülü olmadığı için hep bekletir. bunca yıldan sonra hala daha bu duruma alışamamamız, tamamıyla bizim hatamız.
3. ne zaman sigarayı bırakma mevzusu olsa "bırakacak kadar çok içmiyorum" der ve konusu açılmışken mutfağa gider bir tane yakar. -bizim evde sadece mutfakta sigara içilir, sadece babam içer.-
4. türk sanat musikisine düşkün olmasına rağmen Saint Etienne'in former lover'ını dinler, sever.
5. yurtdışında italyan olduğu sanılır. yaşlandıkça çekiciliği artıyor sanırım. ve kendisi alyans takmaz ama düşünülenin aksine annem bunu problem etmez. ikna kabiliyeti dudak uçuklatır.
6. yardımseverdir, mübalağa sevmez (!). ben sanırım 15 yaşımdan büyük 17'imden küçüktüm. babam o sıra tenise merak salmıştı. -alyanssızdı o zamanlarda da- hocasının da 20 küsur yaşlarında anadolu'dan gelmiş, ders vererek geçinen bir genç çocuk olduğundan bahsediyordu. bir gün beni de derse götürdü. ben kendimi hazırlamıştım tabii, yağız bir delikanlı bekliyorum babamın verdiği tarife göre. adını şu an hatırlayamadığım bu orta boylu, bakımlı bronz genç, büyük bir amerikan arabasından inerek yanımıza geldiğinde ben, evet, mavi ekran vermiştim.
7. bazı sabahlar takımının içine kravat beğenemezken benden yardım ister. ben de hep kendi hediyemi tavsiye ederim. en güzel o olduğu için değil, en çok hep o yakışır.
8. güveç konusunda bir numaradır. ben yemem o ayrı.
9. şimdilik bu kadar.
ilkokul 3. sınıf ödevi gibi tınlayan bu yazımdan çıkarılması gereken derslerden biri babamı çok sevdiğimidir, diğeriyse size ev ödevidir. isim ve numara sağ üst köşeye yazılacak unutmayın.
2 yorum:
tubacım buraya bir şey de ben eklemek istiyorum müsade edersen; M. amca beni gördüğünde ve adımı telaffuz ettiğinde "özden, senin adını hiç unutmam, benim ortağımın soyismi" der. fakat hep ilk kez adımı öğreniyormuş edasıyla tınlar bana bu cümle:)
ekaradayi
345
lise numarami yasdim. :)
hocam, yildizli aferin istiyorum
Yorum Gönder