Pazar, Ekim 23, 2005

lula'nın pabucu yarım ama çıkmasa da evde oynasanız?

günlerden yine pazar. dün gibi bu akşam da iftara davetliyim efendim. ama bugün babamla gideceğimden, dünkü gibi beklemek durumunda olmayacağım umarım. dün de her zamanki gibi yaka paça ve hatta hırkamı apartmanda giymek suretiyle evden ayrıldım. "dört buçukta zincirlikuyu girişinden alim seni" demişti esra telefonda, saat 2'ydi o zaman tabii. ben de kaba bir hesapla 4 gibi evden çıkarım diyordum. ama elbette evdeki hesabım çarşıda patlak verdi. saat 4'ü beş geçiyordu ve ben hala evde saatimi arıyordum. saçımdan bahsetmiyorum bile, latoya ceksını andırıyordum. her neyse. taksiye nefes nefese bindim. zincirlikuyu dedim. caddeye paralel ara sokaklardan, trafikten kaçarak ilerliyorduk. indiğimde saat 16:29 du. heyecanla esra'yı aradım. "yaşasın!" diyordum içimden; ilk defa tam vaktinde buluşma noktasına gelmiştim. ama noldu? esra daha evden çıkamamış. kardeşini beklemiş. en nihayetinde o da gelmemiş, şimdi çıkıyormuş evden.. hayal kırıklığımı tarif etmeme lüzum yok. elle tutulabiliyordu nitekim..
.
neyse. ben daha fazla neyselemek istemiyorum. dün gece eve dönüşte, esra'yı trafiğe sokmak istemedim. "burda ineyim ben" dedim. o da "olmaz, burda indiremem seni" dedi. yıldız teknik'iğin önüydü sanırım. "taksiyi çevireyim önce" dedi. çevirdi de, ama bilmediğimiz bir şey vardı, şehrin en azılı ruh hastası taksi şoförüne denk gelmiştik. sinirim tepemdeyken hep susarım ben. yine sustum. ama arada hapşurma gafletinde bulundum.
.
- çok yaşa!
+ ... (sessizlik)
- yaşlanınca da taşırım inşallah sizi (bir de korkunç bir sırıtma efekti)
+ ... (sessizlik)
- nasıl espri ama?
+ ... (sessizlik)
- tabii siz yaşlandığınızda ben çoktaaan ölmüş olurum ama..
+ ... (sessizlik)
...
evin önüne geldiğimizde uzattığım paraya uzun uzun baktıktan sonra: "sahte değil, di mi?" dedi. bense hala nemruttum. sustum. "piyasada çok sahte para var da" deyip, banknotu ışığa tuttu. sonra bana para üstümü verdi. ve ben inmeden evvel, önce tüm husumetimle verdiği paraları ışığa doğru uzatıp gerçekliğini kontrol ettim; -elbette o sıra bunu tamamıyla keçilikten yaptım, yoksa anlamam ben neresinden anlaşılıyor orjinal olup olmadığı- sonra da dostça "iyi geceler" dedim. zira geceydi ve annem beni yine aramamıştı.
.
neyse.. böyle işte. hep ertesi gün editliyorum ya, hep rötarlı oluyor yazdıklarım. olsun, beni böyle de sevin, aşkımla eriyin, her zaman cornetto yiyin.

2 yorum:

Chriswab dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

sevgili editörüm iyi haftalar diliyorum.

efendim bendenizi ihya ettiniz yine ama arayı açmayın nolurrr?

yine saygı ve sevgiler...

a.o.
2005102401